RASIM SOYLU SANAT
 
  ANA SAYFA
  SANAT AKIMLARI
  SANAT YAZILARI
  => SANAT KURAMLARI
  => SiSLi ATOLYESi
  => YANSITMA KURAMI
  => DADA
  => VAN GOHG
  => PARMAK iZi
  => BU BiR PiPO
  => SANATIN DOGUSU
  => SANAT GUZELLiGi
  SAKARYA BiLSEM
  SANAT EGiTiMi
  FOTOGRAF
  SiiR
  MUZE
  RESiM CALISMALARI
  GALERi
  iletisim
  desen
  ASAR-I BEDiiYYEDE ESTETiK
  GUZEL SANATLARA HAZIRLIK
  ASAR-I BEDiiYYEDE ESTETiK TEZ
  mona lisa güzelliği
SANAT GUZELLiGi

DOĞAL GÜZELLİK SANAT GÜZELLİĞİ
Bir şeyin sanat eseri olabilmesi için estetik haz ve kaygı duyularak yapılmış olması şartı estetik biliminin sanatı tanımlamasında önemli bir esastır.

Doğadaki güzelliklerin sanat eserine ve sanatçıya ilham kaynağı olması ve sanat ve sanatçının doğa güzelliğinin kavranması ve anlaşılmasında önemli bir eğitici olduğu estetik bilimi ile uğraşanların ulaştıkları bir sonuçtur.

Doğal güzelliklerin sanat güzelliği ile ifade edilip edilemeyeceği, estet ve felsefecilerin önemli bir sorunu olmuştur.

Eski Yunan estetiğinin Mimesis-Yansıtma kavramında doğadaki güzellikler ideaların gölgesi ve yansıması olarak ifade edilir. Plâton “idea Tanrı’dır” der. Yani doğadaki güzellikler ilâhi güzelliğin yansımasıdır.

Bizans sanatından Rönesans’a, Rönesans’tan Modern sanata kadar olan klâsik anlayışlar Kilise öğretisine sadık kalarak doğudaki güzellikleri ilâhi güzelliğin aynası olarak görmeye devam etmişler ve sanatçıyı doğanın öğrencisi olarak görmüşlerdir. “Doğa yalnız ona sanat gözüyle bakanlar için güzeldir” cümlesi Benedetto Croce’nin doğal güzellikleri sanat güzelliği olarak ifade ettiği veciz bir sözüdür. Ancak modern estetiğin önemli bir kısmını kapsayan Marksist estetik doğal güzelliklerin sanat güzelliği olarak ifade edilemeyeceğini iddia eder. Çünkü bir şeyin sanat eseri olarak tanımlanabilmesi için bilinçli bir elde yaratılması gerekir. İlâhi sanat gibi metafizik kavramlar Marksist estetik terminolojisinde bulunmadığı için haklı olarak tabiattaki güzellikleri sanat güzelliği ile değerlendirmez.

İslâm sanatının temelini teşkil eden İslâm estetiği ise doğal güzelliklere ilâhi güzellik olarak yaklaşmış. Bu evreni ve dünyayı bütün güzellikleri ile ilâhi bir sanat galerisi olarak tanımlamıştır.

“Bakmaz mısınız Allah’ın sanat eserlerine” gibi Kur’an ifadeleri bu öğretinin temelini oluşturmuştur.
RASİM SOYLU  
  1969 yılında Sakarya Adapazarında doğdu. İlköğretimini Sakarya 21 Haziran İ.Ö.Okulunda tamamladı. Orta okulu Kırklareli Lüleburgaz Kepirtepe Öğretmen lisesinde okudu. 1983-1985 arasında TCDD Pratik Sanat okulunu okuyarak 1985-1989 yılları arasında Tüvasaş'ta çalıştı. Bu arada Sakarya Ali Dilmen Lisesinde açılan Akşam Lisesinde Lise diploması aldı. 1989 yılında Ankara Gazi Üniversitesi Mesleki Eğitim Fakültesi Endüstriyel Sanatlar Fakültesini kazanarak Ankaraya gitti. 1991 yılında Gazi Eğitim Fakültesi Resim Öğretmenliği bölümüne geçti. TCDD Ankara Gar ve Behiçbey tesislerinde 1989-1999 arasında çalıştı. 1998 yılında Karaman Başyayla İ.Ö.Okuluna Resim Öğretmeni olarak atandı. 1999 yılında Sakarya'ya tayin oldu. Sakarya Ali Dilmen Lisesinde 1999-2007 yılları arasında resim öğretmeni olarak görev yaptı. Sakarya Yeni çizgi ve Picasso resim atölyelerini kurdu ve elliden fazla öğrenciyi güzel sanatlar fakültelerine hazırladı. 2002-2004 yılları arasında Sakarya Üniversitesinde Resim alanında yüksek lisans yaptı. Halen Sakarya Bilim ve Sanat Merkezinde Görsel Sanatlar Öğretmeni olarak Çalışmaktadır. Asar-ı Bediiyyede Estetik adlı tezi kitap olarak yayınlanmıştır. zafer, Adı Yok, Irmak ve Değirmen dergilerinde sanat ve estetik üzerine makaleler yazdı. Yurt içi ve yurtdışında pekçok kişisel ve karma resim sergisi açtı. Fotoğraf sanatı ilede yakından ilgilenmektedir. Fotoğraf alanında bir Türkiye birinciliği, bir üçüncülük ve iki mansiyon ödülü kazanmıştır.  
Bugün Toplam 16 ziyaretçi
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol